Ah be gafil! Sen o videoda Şems ile Mevlana ilişkisini cinsel bir zemine oturtmak için o kadar çaba harcayacağına, kendi cinsel yaşamına odaklansaydın belki de bu ihtiyaçtan kurtulur ve içine düştüğün çelişkileri aşabilirdin.
Bak, işte çelişkilerin:
1.Mevlana’yı ve Şems’i analiz edebilmeni sağlayan şey, Mevlana’nın arkasında bıraktığı koca eserlerdir. O eserler olmasa Mevlana diye birini konuşuyor olmazdık. Analiz edebilmeni sağlayan asli tarihi sebepleri, yani eserlerini atlayıp sözde bir analiz yapmaya çalışıyorsun. Bu, tavuk olmadan yumurtası olmasına benziyor. Eserleri ne yapacağız?
2.”Ben eserleriyle değil, kişilerle ilgileniyorum” diyorsan neden bin sene önce yaşamış başka birini değil de onu seçiyorsun? Eserleri ağır mı geldi? Anlamakta, kavramakta mı zorlandın?
Sen tarihin hangi döneminde oğlancılık eğiliminin böyle eserler ortaya çıkardığına şahit oldun? Eğer temel dürtü bu olsaydı, günümüzde her yerden bir Mesnevi, bir Divan-ı Kebir ortaya çıkması gerekirdi. Görebiliyor musun?
3.Mevlana senin iddia ettiğin kişi olsaydı, yaşını başını almış Şems’e ihtiyacı yoktu. Dergâhı oğlandan geçilmiyordu. Bu ihtiyacını her şekilde rahatlıkla giderir, ne Mesnevi ne de Divan gibi eserler bırakırdı. Bu durum sana tanıdık geldi mi? Günümüzde kaç cemaatten bir Mesnevi, bir Divan-ı Kebir çıkıyor? Ne yapıyorlar acaba? Onları araştırmayı hiç düşündün mü?
4.Mevlana’ya “Efendimiz” demektir. Asıl adı değildir. Bu kişi neredeyse bin yıllık tarihi sınavı geçmiş, her türlü şekilde incelenmiş, araştırılmış ve hâlâ hiç ölmemiş gibi yaşamaya devam ediyor. Böyle kaç oğlancı tanıdın? Kaç tarihi kişiyi bu açıdan tahlil ettin? Benzerlerini bulabildin mi?
Mevlana tarih sahnesinde senin gibileri ezmiş, un ufak etmiş. İsmi hâlâ duruyor, senin ismin ne olacak? Mevlana’ya bu biçimde eklemlenerek mi tarih içinde kalacağını zannediyorsun?
Bir kişinin cinsel dürtüsüne dönük merakın, o kişiden daha çok seninle ilgili şeyler anlatıyor. Sapkınlık üzerine bir şey söylerken gözümüzden kaçmıyorsun. Asıl rahatsızlığın nedir? Seni neyle masaya yatıracağız? Bir eserin var mı? Söylediklerinle masaya yatırsak bir sorun, seni senle masaya yatırsak ayrı bir sorun.
Mevlana’nın benim savunmama ihtiyacı yok. O kim, ben kimim! Bir Divan-ı Kebir yazabilmeyi çok isterdim, tarih içinde zaman zaman bazı gafiller tarafından oğlancı olmakla itham edilecek bile olsam!
Eşek ölür kalır semeri, insan ölür kalır eseri.
“Selçuklu hükümdarı ölünce hükmü biter; Mevlana ölünce hükmü başlar” Y.N. Öztürk