Nisan ayrılırken…

Nisan ayını geride bıraktık. Ama gördük ki Nisan ayı meğer gönlünü kış mevsimine kaptırmış. Ah be Nisan, sen kendinle güzeldin zaten, neden kışa meylettin? Rüzgârın oğlu Mart bile hazirana âşık olmuşken senin kışta ne işin vardı? Aşkının karşılığı geldi mi? Hangisi seni aldattı? Şubat mı yoksa ocak mı? Bilmez misin, kış nergis çiçeği gibi sadece kendine aşıktır. Takanak istemez. Hadi sen gönlünü kışa kaptırmışsın, bize yazık değil mi? Bizi de seninle oralara sürükledin.

Yine de bizim gönlümüzde yerin başkadır nisan. En azından giderken papatyalarını bırakmayı unutmadın. Hem de öyle bir serptin ki kendimizden geçtik. O çorak toprağa o gelinliği nasıl giydirdin!

Uğurlar olsun sana nisan, uğurlar olsun!

Ey Mayıs, birazdan geleceksin, sen bari sıkı dur da gönlünü birine kaptırma. En azından seni olduğun halinle yaşayalım ki yaz bastırmadan biraz olsun bahara, şu papatyalara, şu yeşilliğe doyalım!

Paylaşım